’’DUNYADAKİ TEK GERÇEK MAREŞAL TİTO’’, Summaries of Leadership and Team Management

Download ’’DUNYADAKİ TEK GERÇEK MAREŞAL TİTO’’ and more Summaries Leadership and Team Management in PDF only on Docsity!

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKULTESİ

SAĞLIK YONETİMİ

SAĞLIK KURUMLARINDA LİDERLİK DERSİ

KİTAP İNCELEMESİ

’’DUNYADAKİ TEK GERÇEK MAREŞAL TİTO’’

VEHBİYA RAMOVİÇ

HAZIRLAYAN

ANA JOVANOVİÇ

Bazı insanlar şanslı yıldızın altında doğar ve bazılarının onları güçlü kılan zor bir hayatı vardır. Hakkında konuşacağım adam her ikisine de sahipti. Josip Broz 1892’de doğdu o gün yıldızlar daha parlaktı ve annesi onun güçlü bir adam olacağını hissetti. ’’Bir kayanın sırtından, pürüzsüz bir taşın yüzeyine dokunarak akıp gıden toprağımın nehirleri kadar netti içimdeki can. Çağımın düşünürleri kadar alkışı hak ediyordum, onlar bir düşünceye fikre gebeydiler. Oysa ben belki de bir düşünüre yahut lidere vasfı ne olursa olsun bir cana gebeydim.’’ (Vehbiya Ramoviç, 2016, s.24) Josip çok fakir bir ailede yedinci çoçuk olarak doğdu. Yoksulluktan dolayı onun kardeşleri genç yaşta vefat etmişler , ondan dolayı da onun babası içkiye düşkün oldu. Yedi yaşındayken babası ona dilencilik yapmaya zorladı, on üç yaşında ise mecbur işe başladı ve bundan dolayı babasından nefret etti.

“Ben bu dünyaya hükmedeceğim! Herkes bana el açacak, herkes benden isteyecek!” (Vehbiya Ramoviç, 2016, s.55) Çocukluktan beri hep zenginliğe ve liderliğe doğru yuruyen Josip onun için herşeyi yapmaya hazırdı. “Babadan oğula geçen bir soyluluğun kölesi olmak,başkaları adına çalışmak ve onlara kazandırıp kendimizi yok saymak büyük bir ahmaklık gibi geldi bana hep! Gözümün kaldığı tüm zengilikler için her yolu mubah sayan acımasız bir lider olmak pahasına yürüdüm bu yolda. Ölmeyi göze aldığım kadar öldürmeyi de göze aldım. Zaten yaşamak benim ilk felsefemdi. Zengin ve soylu yaşamak ise en büyük ilkemdi. Efendi ile köle arasındaki tüm duvarları yıkmak için sıvadım kollarımı.” (Vehbiya Ramoviç, 2016, s.167) Başarı yolunda mükemmel ülkesini hayal ediyordu. Ne kadar diktatör olacak gibi görünürse de onu takip eden insanlar onu karizmatik, güçlü bir lider olarak görüyörlardı. Herkes Josipi “Tito” olarak tanıyordu ve onun sloganı “Kardeşlik ve birlikti”. Önce Hırvatlar tarafından desteklendi sonra başka Balkan milletler. 1941’de Nazilerin işgale karşı bir silahlı ayaklanma başlattı. Partizanların amaçları sosyalist bir düzende Yugoslavya haklarını birleştirmekti. Onların başında da Tito vardı, onlarla beraber aynı sırada savaştı. Bir taraftan Naziler diğer taraftan Ustaşa ve Çetniklerle savaşiyordu. 1944’te Partizanlar kazandıllar.

Josip Broz Tito parçalanan bir milletten Yugoslavya devletini inşa ediyordu. Tito önderliğinde kurulan Yugoslavya sosyalist federal cumhuriyeti övünç ve takdir içerisinde kutlanıyordu. Artık onca savaşın, devrimin, ayaklanmanın arasında kıvrılarak doğan başarıyı sırtında taşıyordu. Bütün basın Yugoslavyanın zaferini haber yaptı.Tito artık dünyaca ünlü bir liderdi.

“ Ülkemiz kristal bir küredir, Ben Josip Broz Tito, bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım benim nefesim tükendiğinde birisi bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur. İşte o zaman dünyanın kaderinin korunması başka bağımsız ülkelere kalır. Nasır benim dostumdur ancak ondan önce dünyanın geleceğinin korunması Anadoluya düşer. Anadolu’da Kemalistler tarafından kurulan devletin temeli bağımsızlıktır. Bu yüzden Anadolu dünyanın kaderini kurtarma görevini omuzlarına alır.” (Vehbiya Ramoviç, 2016, s.221) Yugoslavya’nın kuruluşun yıldönümünde onu dinleyen herkesin karşisinda tarihe geçecek bu sözleri söylüyördu Tito. O susunca göğü inleten alkışlar ve sevgi gösterileri ve “ Ziveo Tito, ziveo !!!” cığlıkları titretiyordu tüm evreni ve dinleyen herkesin kalbini.